Doğa Derneği, yaşamın bütünlüğü ve çeşitliliğine saygı duyan, kendi var oluşunun diğer tüm varlıklar üzerindeki etkisini bilen insanlardan oluşuyor. 2002 yılında kurulan derneğin ufku, doğanın korunması gerekmeyen bir dünyaya ulaşmak.
Doğa Derneği, tıpkı insanlar gibi, doğanın bütünü ve diğer tüm canlıların da yaşama ve varlığını sürdürme hakkı olduğunu kabul ediyor. Dernek Türkiye’de “Doğa Ana Hakları Evrensel Beyannamesi”ni tanıyan ilk sivil toplum kuruluşu.
Doğa Derneği kurulduğu günden bu yana, binlerce üyesi ve gönüllüsüyle yaşamın benzersiz çeşitliliğini anlamak ve korumak için çalışıyor. Doğanın haklarını savunan herkes, hiçbir dil, din, ırk veya siyasi görüş ayrılığı gözetmeden Doğa Derneği’nin üyesi veya gönüllüsü olabiliyor. Bu nedenle dernek tabanı, öğrencilerden köylülere, araştırmacılardan sanatçılara, gezginlerden kuş gözlemcilerine ve aktivistlere kadar uzanan geniş bir ağdan oluşuyor. Bu insanları bir araya getiren temel değer, insanın da doğa olduğu, yani “Doğa benim. Doğa sensin. Doğa biziz” düşüncesi.
Doğa Derneği Türkiye ve dünyadaki Önemli Doğa Alanları’nın yaşaması için çok sayıda faaliyet yürütüyor. Derneğin çalıştığı başlıca yerler, Burdur Gölü, Hasankeyf, İstanbul, Gediz Deltası, Urfa Bozkırları, Orta Anadolu ve Doğu Karadeniz Dağları, Seferihisar, Antakya ve Beypazarı. Doğa Derneği, “Hedef: Sıfır Yok Oluş” kampanyasıyla bu alanlarda yaşayan pek çok canlının neslinin tükenmesini engelledi. Kelaynak, ceylanlar, flamingolar, endemik bitkiler, çizgili sırtlanlar, boz ayılar ve akbabalar derneğin yaşam verdiği canlılardan yalnızca birkaçı
Doğa Derneği Türkiye’nin dışında da faaliyet gösteriyor. Önemli Doğa Alanları yöntemini dünyada ilk kez Doğa Derneği ortaya koydu ve 2004 yılında uluslar arası bir ekiple birlikte yayınladı. 2006 yılında ise Türkiye’nin Önemli Doğa Alanları kitabı yayınlandı. Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN) Önemli Doğa Alanı yöntemini daha da geliştirerek korunan alanların belirlenmesi için uluslararası standart olarak kabul etti.
Doğa Derneği 2010’da tüm Akdeniz Havzası’nın koruma stratejisini hazırladı. Amazon yerlilerine ve komşu ülkelere doğa mücadelelerinde aktif destek verdi. Derneğin Hasankeyf’in UNESCO Dünya Mirası ilan edilmesi için gerçekleştirdiği uluslararası kampanyada Yaşar Kemal, Tarkan, Sezen Aksu, Orhan Pamuk gibi dünyaca ünlü pek çok sanatçı buluştu. Kampanya sonucunda Almanya, Avusturya ve İsviçre hükümetleri Hasankeyf’i sular altında bırakan Ilısu Barajı’na desteğini geri çekti.
Doğa Derneği nereye giderse gitsin orada yaşayan insanları ve onların doğa kültürünü temel değer olarak kabul etti. Bu nedenle geçen yıllarda Anadolu ve dünyanın her yerindeki kadim toplumlardan çok şey öğrendi. Doğa Derneği, bu benzersiz deneyimi ve değerli bilgileri kuşaklar arasında taşıyabilmek için Seferihisar Doğa Okulu’nun kurulmasına önayak oldu.
Doğa Derneği’ne göre doğadaki yıkımın asıl nedeni insanlar arasındaki iyiliğe dayalı ilişkilerin bozulmuş olması. Dernek, Seferihisar Doğa Okulu ile birlikte bu ilişkileri anlamak, anlatmak ve yaşatmak için çalışıyor.
Fotoğraf: © Doğa Derneği