Zirvelerinde kar eksik olmayan, düzlüklerinde kışın sıcak geçtiği, dağlar ve ovalar sayesinde her zaman yeşil ve bereketli olan Anadolu. Bir göçerler yurdu.
Bir koyun, bir keçi sürüsü, içinde bir aile; tümü, her mevsim baharı takip ediyor. Baharı kışın ovalarda, yazın ise dağlarda buluyorlar. Göçebe kültür aynı zamanda insanın doğal yaşam alanlarına etkisinin en az olduğu kültürlerden biri. Göçmek, bir alanda insanın bırakabileceği olumsuz etkileri azaltırken, aynı zamanda kaybolmuş büyük otobur hayvanların yerine ikame ediyor. Bu şekilde orman açıklarında yaşayan birçok canlı hayatta kalabiliyor.
Göçerler arasında ben merkezcilik ve merkezi yönetim anlayışı kök salamamış. Eğitim ise beton binalar içerisinde ezbere ve rekabete dayalı olarak sürdürülen bir eğitim anlayışının yerine; yarış anlayışı içerisinde olmadan, doğadan ve geçmiş kuşaklardan gelen bir öğrenmeylegerçekleşiyor.
Sözlü kültürlerde yaşam tecrübesiyle aktarılan bilgi, geçerliliğini doğada olduğu gibi korumaya devam ediyor. Bu yüzden, göçer masalları, anlatıları, deyim ve deyişleri; örf ve adetleri, söz ile ve yaşayarak aktarılıyor. Yazı yalnız okuyana bilgi verir, kalır; söz ise uçar ve sahibini bulur misali.
Kaybolmak üzere olan baharın takipçiliği, Anadolu’nun pek az noktasında devam ediyor. Göçerler hala, dağlarla ovalar arsında bir dere gibi akıyor.
Yazı ve Fotoğraf:
Turan Çetin
Henüz hiç yorum yapılmamış