Uzun yıllardır Batı Anadolu ve Muğla’da yaban hayatı, özellikle de büyük memeli hayvanlar üzerinde çalışıyorum. Bu çalışmalar kapsamında karakulak (Caracal caracal), bozayı (Ursus arctos), yaban keçisi (Capra aegagrus) ve su samuru (Lutra lutra) gibi bölge için önemli memeli türleri üzerinde yoğunlaştık.
Son olarak Batı Anadolu’da yaptığım arazi çalışmalarım esnasında insan elinin çok az girdiği yeni bir sıcak nokta fark ettim. Burası ileriki dönemlerde araştırmalarımı yoğunlaştırmam için beni karşı konulmaz bir şekilde kendine çekiyordu. Ben de öyle yaptım. İz, dışkı takibi ve en önemlisi de foto-kapanlarla çalışmalarım başladı. Bölgeden ilginç bir kayıt gelmesini umarken hiç beklemediğim bir sonuca ulaştım. Foto-kapan görüntülerine simsiyah renkli bir kurdun (Canis lupus) yakalanacağı hiç aklıma gelmezdi. Hem de kurtlar için son derece düşük bir rakımda, neredeyse deniz seviyesinde, kapkara bir kurdun kaydını elde etmek en son düşüneceğim şeydi.
Yaptığım araştırmalarda tespit ettiğim bireylerden birinin tam kara (melanistik) bir kurt olduğunu anladım. Bu kayıt Türkiye için ilk kayıt oldu ve Avrasya’da birkaç ülke haricinde çok nadir bir kayıt olarak literatüre girdi. Kurtlarda kara renklilik (melanizm) iki nedenden kaynaklanabiliyor; köpeklerle çok uzak geçmişte melezleşme veya post renginden sorumlu genlerin doğal değişimi.
Diğer kayıtlarda ise bu erkek “kara kurdun” yanındaki eşini de tespit ettim. Tespit ettiğim kara kurdun tam yerini açıklayamıyorum. Çünkü bu, bu eşsiz canlının öldürülmesine neden olabilir. Ekosistemin kilit türlerinden biri kurtların özellikle Batı Anadolu’da tükenme noktasına gelmesi kaçınılmaz bir son olmamalı.
Yasin İlemin
Öğretim Görevlisi, Muğla Üniversitesi
Fotoğraf: © Yasin İlemin
Yasin hocam, öncelikle tebrikediyorum , Türkiyemizde arazi çalışması yapıldıkça değerlerimiz ortaya çıkıyor ancak tabiiki pek yeterli değil veya kamuoyuna pek yansıtamıyoruz . Ben doğa sporcusuyum uzun yıllardır dağcılık sporu ile ilgileniyorum, Anadoludaki tüm doğal değerler ilgimi çektiği gibi En çok Karakulak ile ilgileniyorum,Niğde Aladağlarda 2011 yılında kamp yerinin çok yakınında sağnak bir yağmurun arkasından Karakulağın bağırışını çok yakından ve kuvvetli bir şekilde duyduk ondan sonra Karakulak bende iyice saplantı oldu , Köyceğiz -Sandras dağında çok uzaktan toprak yolu çok hızlı bir şekilde geçen Karakulağı gözlemledim. sonuçta yazdıklarım size katkı sağlamasa bile heyecanlandığım için paylaşmak istedim. Karakulak ile ilgili bir Belgesel hazırlamak istiyorum, Aladağlarda ve diğer bölgelerde uzun soluklu bir çalışma çok yararlı olacaktır, izmirde yaşadığım için size yakınım yapacağınız çalışmalarda size yardıncı olmak isterim uygun bir zamanda sizi ziyaret etmek isterim, saygılar, iyiçalışmalar.
Ülkemizde doğal yaşama olan vurdumduymazlık beni çileden çıkartıyor, Merakla açtığım sayfadaki yazıları okurken ‘öldürülebilir endişesi ile’; haklı olarak, hayvanların yerini söyleyememeniz beni çok düşürdürdü…
Bu devirde, bu eğitimsizlik ve vurdumduymazlık ile yaşayan toplum içinde sizlere ve bizlere çok büyük görevler-işler düşüyor. Kendi adıma size teşekkür ederim, çalışmalarınız dünya için çok önemli; sizlere imreniyorum, başarılar diliyorum…