Seferihisar, Ege Bölgesi’nin iyi korunmuş ve en zengin doğal alanlarından biri. Denizlerden, makiye, friganaya (yerel adıyla çetirlik), yaşlı kızılçam ormanlarına kadar değişen eşsiz bir peyzaj bütünlüğü içeriyor. Bölgenin volkanik geçmişi, farklı kayaç yapısı ve vadiler tüm yaşam alanlarını şekillendirmiş, pek çok canlının aynı anda barınabileceği çeşitliliği doğurmuş. Bu doğal sistemin içinde binlerce yıllık insan ve keçi işbirliğiyle yoğrulmuş, çetirlikler başta olmak üzere pek çok kadim bitki örtüsü bulunuyor.
Doğa’daki etçil ve otçul hayvanın yok olması ile bozulan denge, Seferihisar’da keçicilik sayesinde yeniden kurulmuş ve canlı çeşitliliğini oluşturmuş. Seferihisar ilçe merkezinin hemen güneyinde yer alan çetirlikler, bilimsel adıyla frigana, en azından Roma Dönemi’nden bu yana korunmuş bir antik doğa mirası. Teos deltasında ise binlerce yıldır su ve deniz insan yaşamını desteklemiş. Teos kazısı hala devam ediyor ve kalıntıların çevresinde Seferihisar’ın en zengin sulak alanını görmek mümkün.
Ne var ki bu güne kadar ilçenin doğal zenginliğini ortaya koyan hiçbir çalışma yapılmamış. Türkiye’nin Önemli Doğa Alanları envanterinde tüm Seferihisar tepeleri ve kıyıları küresel ölçekte önemli doğa mirası olarak kabul edilmiş. Seferihisar deniz canlılığı, deniz kuşları ve Akdeniz foku gibi türleri barındırması nedeniyle dünya ölçeğinde öneme sahip.
Tüm bu zenginliğin anlaşılması, belgelenmesi ve Seferihisar halkı ile paylaşılması için, Seferihisar Doğa Mirası Projesi’ne başladık. Proje Seferihisar Belediyesi desteği ve Seferihisar Doğa Okulu’nun danışmanlığı ile yürütülüyor. Ege Üniversitesi, Muğla Üniversitesi, Doğa Derneği ve Ekolojik Çözümler’de görev yapan pek çok araştırmacı görev alıyor. Proje kapsamında büyük memeli hayvanlar, kuşlar ve bitkiler araştırılıyor.
Çalışmalarımızda bölgenin nadir, endemik ve nesli tehlike altındaki bitkilerin koruma önceliklerini belirliyoruz. Yaşlı ormanlarda, çetirliklerde, dağlarda ve diğer ekosistemlerde, yaşayan bitki türlerinin nerede yaşadıklarını, bizle olan ilişkilerini ve nasıl birlikte yaşamaya devam edebileceğimizi araştırıyoruz.
Kuşlar projede araştırdığımız diğer bir canlı grubu. Hem karada, hem de deniz ve kıyılardaki kuş türlerinin detaylı çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Yapılan çalışmalar sonucunda Seferihisar ve Türkiye için pek çok önemli bulgu elde edildi. Örneğin, boz yelkovan adılı kuş türünün Türkiye’deki tek üreme kolonisi Sığacık Körfezi‘nde keşfedildi.
Diğer yandan, Seferihisar tepelerine kurduğumuz fotoselli fotoğraf makineleriyle (fotokapan) tilki, çakal, porsuk gibi memeli hayvanların fotoğraflarını çekiyoruz. Gece gündüz çekim yapan makinelerimiz, kimsenin görmediği ve bilmediğimiz canlılardan bizi haberdar ediyor. Örneğin, yaptığımız çalışmalarla aslında Hindistan kökenli olan oklu kirpinin Seferihisar’da yaşadığını öğrendik.
Köylülerle sohbetlerimizde eskiden burada leoparın da yaşadığını öğrendik. Dedeler taş taş kaya kaya inlerini bize söylüyor ama leoparın kendisi artık Seferihisar’da yok. Çizgili sırtlan da bölgede yaşamış ve hala yaşadığına dair duyumlar var. Ne var ki biz henüz sırtlanlar ile karşılaşmadık.
Şimdiden 400’ün üzerinde çiçek, 150’nin üzerinde kuş ve 8’in üzerinde büyük memeli türüyle tanıştık. Seferihisar’da yaşayan pek çok canlıyı, onlarca nesli tehlikedeki orkide türünü anlama ve yaşatma çabamız devam ediyor. Amacımız Seferihisar’ı paylaştığımız tüm canlıları sürüngenlerden böceklere, karayosunlarından yunuslara, denizatlarına kadar tanımak ve onlarla birlikte yaşamaya devam etmek.
Yavaşlamak insanın çevresine daha dikkatli bakmasıyla başlıyor. Yavaş şehir Seferihisar’a bu gözle bakan biri, doğasına nasıl zarar versin?
Fotoğraf: © Yasin İlemin
Henüz hiç yorum yapılmamış