Masal Okulu
Magma Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Özcan Yüksek ile üç gün boyunca beraber olarak dünyanın masallarına doğru yola çıkacağız. Birinci Gün (12 Haziran) Doğa Okulu’nda 09.30’da buluşuyoruz. İlk olarak Doğa Okulu’nun araştırma binasını gezip kısa bir tanışma sohbeti yapacağız. Ardından masalları daha iyi anlayabilmek için masalın ne olduğuna, anlatılar arasında masalın yerine ve masalın binlerce yıldır […]
Bir şişe mucize
Orhanlı kantaron yağının hikayesi… Akşam olmadan önce, hani güneş daha henüz tümüyle batmamışken, sarıdan hafif kırmızıya çalan turuncumsu bir renk vardır ya, işte ona bakarak karar vermiştim bu yolculuğa çıkmaya. Yara iyileştirici, mucizevi bir etki bırakmıştı üzerimde. Gözlerimi kapadığımda hala sarıdan hafif kırmızıya çalan o turuncumsu renk, ruhuma hafif bir ninni söylüyordu. Nazikçe dizlerimi karnıma […]
İlk adım
Ufak bir hücreydim. Can aldım ipek böceği oldum. Beslendim kendi kozamı yaptım. Ve şimdi o kozadan çıktım, kelebek oldum sizinle özgürlüğe uçuyorum. Hayaldi benim için uçmak. Sadece kanatlarım olunca uçabileceğimi sanırdım. Anladım ki kanatsızda uçabilirmiş insan. Tıpkı kurbağanın miyavlaması, kedinin havlaması, balığın sürünmesi gibi. Ve bunun adı doğaymış, bunun adı hayat. “İnsan insan derler idi […]
Zeytinyağı ve masalı
Bin yıllardır yaşamın kaynağı… Deliyken aşılanan, sofraya taşınan zeytin ve zeytinyağı, akılsızlık çağına direniyor. Magma, zeytinin geçmişten bugüne az bilinen öyküsünü, sırlarını anlatıyor. Masallardaki gibi iyi bitsin… Yolumu Akdeniz’in bir yamacına ve hiç yazılmamış bir zamanına düşürdüm. Bir hakikatçiyle karşılaştım. Yanı başına gidip yamacına oturmak için destur istedim. Beni bütün yapraklarıyla kucakladı. Sonra gövdesine yaslandım. […]
Mucizeler Yolu
Rezervasyon: Tamzara Turizm – Cevdet Oğuz [email protected] 0212 251 98 64 – 0505 497 05 79 Ayrıntılı bilgi: Derya Engin [email protected] 0533 313 80 15 Doğa Okulu ve Magma Dergisi iş birliğiyle düzenlenen Mucizeler Yolu’nun üç bin kilometrelik güzergâhı boyunca Anadolu’da iç içe geçmiş üç bitki coğrafyasını yerinde keşfediyoruz. Mucizeler Yolu üzerinde Portekiz’den, İskandinavya’ya, Sibirya, […]
Doğaya ilk adım yamaklık kursu
Birinci Gün (18 Nisan) Sabah saat 09:30’da Doğa Okulu’nda buluşuyoruz. Çayımızı içerken kursumuzun amaçları ve içeriğiyle ilgili sohbet edeceğiz. Anadolu’daki doğa kültüründen bahsedeceğiz. Bu esnada köyde yaşayan bir insanın doğanın döngüsü içinde geçen imece ve paylaşıma dayalı bir gününü tanımaya çalışacağız. Ardından köyümüz mutfak ustalarının hazırlamış olduğu yemeklerle öğle yemeğimizi yiyeceğiz. Yemekten sonra doğal malzemelerle […]
…birdir bir (itin duası)
…teslim olun teslim olun laan bu bir, bu bir oyundur! alın kulaklarımı elden ele dolaştırın duyanlar duymayanlara hiç bir şeyden bahsetmesin sussun, dinlesin bu bir isyandır şışşt!!! geldiler işte buradalar giydirdiler okuttular çalıştırdılar neyi sevdiğimizi bizden çaldılar neyi istediğimizi bu bir soygundur. çıkarın üstünüzdekileri boyalı saçlarınızı kazıyın yerlerde yuvarlanın toza çamura sarılın bu bir bu […]
Yarkın’dan Mektup Var!
Doğa Okulu yamaklarından Yarkın’ın okuluna yazdığı mektup. Sevgili Doğa Okulu Ekibi, Kendi adıma hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Kemal, Raziye, Burçin, Adem, Burak, Özlem, Sururi, Güven, Galip, Derya, Süleyman, Tamer, Caner, Nevzat, Oğuz, Ece, Efe, Kara, Karamel, kızılçamlar, zeytin ağaçları, kermes meşeleri (ağaç okuluna katılmayanlar bilmez), kızılgerdanlar ve o eşsiz gökyüzü. Bir araya toplanan bu kadar […]
Tohum Okulu
Birinci Gün (13 Mart) Doğa Okulu’nda 09:30’da buluşuyoruz. İlk olarak Doğa Okulu’nun araştırma binasını gezip kısa bir tanışma sohbeti yapacağız. Tohumu daha iyi anlayabilmek için yapısını ve nasıl çimlendiğini inceleyeceğiz. Daha sonra tohumun doğanın döngüsündeki yerini tartışacağız. Tohumun, toprağa düşüp filiz vermesinden, boy verip meyve durmasına kadar olan kendi içindeki döngüsünü konuşacağız. Doğadaki tohum döngüsünü […]
Çoban
Gözünü kapat, kulağını aç! Uzun ve geniş vadinin yamaçları alabildiğine büyük ve yaşlı zeytin ağaçlarıyla kaplı. Ağaçlardan ikisi dip dibe bir kaya kenarından fışkırmış, beriki onlardan yüz metre uzakta öteki, bir tepenin sırtında, tek başına. Sanki şu vadiyi kaplayan sahipli zeytinlikler değil de zeytin ağaçlarından bir orman. Güz yağmurları vadiye düşeli birkaç hafta olmuş olmamış […]
Balık baykuşundan özür
Nefes aldığımı hissetmiyordum o an. Bakakaldım sadece, ağzımdan tek bir laf çıkmadı. Oysa ki ne kadar da uzun zamandır nefsimi terbiye etmeye çalışıp sadece iyi bir insan olmak için yaşamaya başlamıştım, başaramamışım. Kadıncık Vadisi’ndeyim, cennetin ortasında, dağın zirvesinden vadinin derinlerine inen borular görüyorum. Bozyazı’dayım. Önüne set çekilip kurumuş dereyi görüyorum. Oymapınar’dayım, yüreği delinmiş dağlar, yüreğin […]
Zeytinyağı hassas mevzudur
Zeytin ağacına ölmez ağacı derler Anadolu’da. Sağlıklı bir zeytin ağacı iki bin yıl civarında yaşar çünkü. Aydınlar, sanatçılar, entelektüeller, düşünürler, tarih boyunca Miletoslu Thales’ten beri, belki daha da eski hep zeytin ağaçlarıyla ilgilenmiş, zeytinlikleri korumak için özel çaba göstermişler. Zeytin ağacı, zeytin ve zeytinyağı kutsaldır onlar için. Renoir, 1907 yılında Güney Fransa’da, Cannes’a on dakika mesafede […]
Ağaç Okulu
Birinci Gün (20 Şubat) Birinci cemrenin düştüğü gecenin sabahında, Doğa Okulu’nda 09:30’da buluşuyoruz. Güne “ağaç kültürünü” konuşarak başlıyoruz. Anadolu doğa kültüründe ağacın ne anlama geldiğini ve insan ağaç ilişkisini tartışıyoruz. Gün içinde Doğa Okulu’nun bulunduğu vadide gezerek ağaçların genel yapılarını, kök, gövde ve dal ilişkisini ve ağaçlarla diğer canlılar arasındaki bağları mercek altına alıyoruz. Tohum […]
Kömür
Bir kurban bayramı sabahıydı. Sisin dahi gizleyemediği bir heyecan, tüm tabiatın çehresini değiştirmiş; ağaçlara, derelere, çay çiçeklerine anlatması güç bir gariplik vermişti. Yapraklar, yağmurun eksik olmadığı bu coğrafyada, damlaları bir başka kucaklıyor, Senoz Deresi kaybettiği yavrularını bulmanın sevinciyle çağıldıyordu. Nicedir böyle değildi Senoz. Onu öldüren, kurutan insanlara inat bugün böyle neşeli, böyle gönenmişti işte. Güneş, […]
Anadolu’nun zeytin ağaçları “yavaş zeytinyağı” ile korunacak
Seferihisar’da doğayı ve insan sağlığını aynı anda koruyan lezzetli zeytinyağı üretmenin 20 kriteri belirlendi. Bu kriterlerle üretilen ve “yavaş zeytinyağı” olarak tanımlanan Orhanlı Taşbaskı Zeytinyağı’nı “yavasdukkan.net” adresinden sipariş etmek mümkün. Seferihisar Belediyesi ve Seferihisar Doğa Okulu’nun yaklaşık iki yıl süren ortak çalışmasıyla bölgedeki kadim zeytinyağı üretim biçimi mercek altına alındı. Çalışma sonucunda en lezzetli ve […]
Kuş Okulu
16-17-18 Ocak 2015 Birinci Gün Yamaklık kursumuz için ilk gün sabah saat 09:30’da Doğa Okulu’nda buluşuyoruz. Güne “kuşların edasını” konuşarak başlıyoruz ve gün boyunca kuşları hareket, duruş ve tavırlarından tanımlamayı öğreniyoruz. Kuşların yalnızca rengini, kanat uzunluğunu, boyunu öğrenmek onları hızla ve kolayca tanımlamamızda yeterli olmayabilir. Çünkü kuşlar hareket ediyor ve yaptıkları her harekette aslında onları […]
Bir kuş kadar esir
Bir şarkı var dilimde. Bir rüya var sık sık gördüğüm. Kanatlanıyorum ve uçuyorum. Şehirleri geçiyorum, göç ediyorum, canım nereye isterse oraya gidiyorum. Hem de bedava. Keşke diyorum keşke, kuşlar kadar özgür olabilseydik. Öyle ki peşine düştüm bu özgürlüğün. Daha da yakından tanımak istedim özendiğim canlıları. İzmir Gediz Deltası’na doğru yola çıktım. Duymuştum ki, şu koskoca […]
Erkekler Zamanı
Plaza inşaatındaki asansörle düşen, Anadolu insanı ve onun koruduğu Anadolu doğasıydı. Tahir Kara 1 Eylül 2014’te kendi Facebook sayfasında şöyle bir not yayınladı: “İstanbul’a taşındım.” Tahir o zamana kadar Gümüşhane’de Şiran’ın Yeşilbük Beldesi, Konaklı Mahallesi’nde yaşıyordu. Tahir’in memleketi Şiran, Gümüşhane’nin çok eski yerleşim yerlerinden biri. 1.400 metre yükseklikteki ilçe Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun geçiş bölgesinde. […]
Meksika’da “Ölüler Günü”
MEXICO CITY – Her yıl törenlerin düzenlendiği Ölüler Günü’nden birkaç gün önce, Meksikalılar ölen akrabaları için sunaklar hazırlamakta ve Sonora Market’ine büyük bir uğultu hakim. Ancak bu aşırı gürültülü manzaraya uymayan bir şey var. Tezgahların tamamı Ölüler Günü geleneğine uyarak dev kağıttan iskeletler, pembe mor ince kağıttan şekiller ve küçük seramik kafatasları gibi şeyler satmıyor. […]
Zeytinyağı yamaklık okulu II
Binlerce yıllık masallarda, hikayelerde hep onun adı geçer. Efsaneleri anlatılırken hep ölmezağacı diye anılır, çünkü ne zaman ölüm yaklaşsa hemen dibinden bahar kokulu bir sürgün verir ve hayat kaldığı yerden devam eder. Zamana inat zamansızlığın kanıtı; zeytin ağacı. Yüzyılları kabuğunda saklayan zeytin ağacı, meyvesiyle canlıları beslemiş, yağıyla karanlığı aydınlatmış, şifasıyla Anadolu mutfağının vazgeçilmezi olmuş. Bilgeliğin, […]
Zeytinyağı yamaklık okulu
Her şey karatavuk kuşunun ağzındaki zeytin çekirdeğinin düşmesiyle başladı. Çekirdek, vadinin kuytusuna yuvarlandı ve orada kaldı. Bu düşüş onu korkutmuş ve yormuştu. Vadinin söylediği ninniyle uykuya daldı ve uzun bir süre uyudu. Uyandığında içinde daha önceden yaşamadığı bir kıpırtı vardı. Birden kabuğu ikiye bölündü ve kabuktan dışarıya küçük bir kök çıktı. Yuvasına geç kalmış bir […]
Oyunumuzun adı aşk
Sizce çocuklar neden sevimlidir? Niçin yamru yumru yüzlerinde, ebemkuşağı renklerinden bozma iki ışık taşırlar hiç düşündünüz mü? Üstelik sadece insan yavruları değil; civcivler, enikler, sıpalar, buzağılar, tohumlar… Hepsinin, hepsinin bir bildiği var. Onlar, doğanın en kadim sırrını saklıyorlar: Aşk! Seferihisar’da doğanın okulundayız. İki bin beş yüz yıl öncesinden bir ses yankılanıyor sonbahar rüzgârlarının seviştiği ağaç […]
Geleneksel Çocuk Oyunları Yamaklık Kursu
“Yeni bir topacım var Ucu süslü kırbacım var Gel bu pazar bizim eve Döndürelim topacı güle güle.” Anadolu’da çocuklar birbirini topaç oynamaya böyle davet eder. Biz de 27 Eylül’de sizleri Doğa Okulu’nda oyunlar oynamaya davet ediyoruz. Geleneksel çocuk oyun ve oyuncakları yamaklık kursumuza katılmak isteyenlerle Orhanlı Kocaköy’de Doğa Okulu araştırma binasında buluşacağız. Doğa Okulu araştırma […]
Doğa Okulu ayak takımı
Tamam çok işe yarıyor, amenna. Serçe parmağına bir şey olsa, koca gövdeyi sallar, buna da amenna. Fakat bu kadar şekilsiz bir uzuv olamaz benim için: Ayak. Bu kadar çıplak ayağın bir arada, çoğunun da bana doğru uzatılmış olduğu bir ortamda bulunmadım daha önce, he bir de burası okul! Şimdi plajları, havuz kenarlarını hatırlatmayın. Oralarda odak […]
Başka türlü bir sabun
Orhanlı’da köy sakinleri hala kendi sabununu yapmaya devam ediyor. Biz de köy sakinlerinden Pembe Teyze’yle konuşup sabun yapmaya karar verdik. Hem sabun yaptık hem de sabun hakkında değerli bilgiler öğrendik. Mesela öyle her aklına estiğinde sabun yapılmazmış. Sabun, yaz ağzı denilen ilkbaharda ve güzün katımaya (sertleşmeye) uygun zamanlarda yapılırmış. “Sabahın bereketi üzerimize olsun” diyerek erken […]
Bunlar Benim Bahçemden
Nereye gittiğimi biliyordum ama, niçin gittiğimi bilemiyordum. Sadece gidiyordum, sessiz ve yavaşça… Camları açtım ve derin bir nefes aldım, bir solukta geri verdim. Narin hareketlerle direksiyona yön veriyordum, içimdeki bir ses “yavaş yaşa artık” diye fısıldıyordu. Çok yorgundum. Gittiğim yerde sadece dinlenebilmeyi diledim. Başka hiç bir isteğim yoktu. Tek bir sırt çantam vardı, bir de […]
Editörlük ve Yazarlık Yamaklık Kursu
Doğa Okulu, 15 Ağustos 2014 tarihinde başlayıp üç gün devam edecek bir editörlük ve yazarlık kursu düzenliyor. Kursta editörlük ve editörün görevleri, yayına hazırlık, konunun araştırılması, makale ve haber yazımı ve teknikleri, dil ve anlatım tarzları, imla kuralları, habercilikte ve yazarlıkta etik değerler ele alınacak. Dergi, gazete, kitap, internet siteleri ya da sosyal medyada yer […]
Özcan Yüksek’in diliyle yazarlık kursumuz
Özcan Yüksek, 15-16-17 Ağustos’ta gerçekleşecek editörlük ve yazarlık yamaklık kursumuzu anlattı. Birinci gün… Başlangıçlar başlangıç gibi olmalı. Yani heyecanlı, keşif dolu, merak yüklü, şaşırtıcı… Kendi başlangıcımızla tanışmak da öyle olacak. Kendi başlangıcımız mı dedik? Evet öyle? Sorular sorarak birbirine sokulan insanlar gibi, el yordamıyla başlangıcımızı arayacağız. Bir ocağın etrafında, ellerinde kendi ellerinden başka bir aracı […]
Orman seni çağırıyor
Amazon’da Zavante Kızılderilileri kendilerini izleyenleri yanıltmak için ormanın içinde geri geri yürür, ayak izlerini ters bırakırdı. Orman her zaman, Bremin Mızıkacıları öyküsündeki gibi, haydutların, hırsızların, kolay kazanılan servetler peşindekilerin yağma alanıydı, tarih başladığından beri böyle. Amazon’u ilk ele geçirmek isteyenler de o kaşif hırsızlar yani Bandeirante’lerdi, Kızılderilileri boğazlayan Seringueirolar’dı. Bu kimseler ve bugün İstanbul’un kuzeyini […]